Atatürk, Yahudi Hocaları Nasıl Topladı? / Muhammed Murat

Gerek Alman bilim insanları gerek Mina Urgan’ın “Bir Dinozorun Anıları” eserinde Atatürk Yahudi hocaları nasıl topladı sorusuna yanıtlar mevcuttur. Özellikle eğitim ve sanatın gelişmesine büyük katkı sunan önemli isimlerden bahsetmek gerekir. Leo Spitzer, Guterborck ve daha nicesi için Türkiye büyük fırsat oldu.

Avrupa’nın Hitler saldırılarıyla sarsıldığı zor günlerde Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu, bugün bize örnek olacak cinstendir. Çünkü ne olursa olsun eğitim ve kültürel faaliyetlerin gelişmesini esas aldı. Ayrıca sanat için hiçbir siyasi ve askeri baskıyı tehdit görmedi. Dik duruşu ise sonraki yıllarda duyacağı saygıyı kat be kat arttırdı. Peki, bu süreç nasıl oldu?

Naziler Yahudi Hocaları Tasfiye Etti Mi?

1934 yılında Adolf Hitler Cumhurbaşkanı olunca Almanya büyük bir değişim yaşadı. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi büyük bir egemenlik kurdu. Dünya Savaşı öncesinde büyük bir ekonomi gücü yarattı. Sonrasında ise azınlıklara karşı baskılar başladı. Özellikle Yahudiler için Almanya artık cehennemden farksızdı.

Fişlemeler sonucunda çok sayıda bürokrat, öğretim üyesi, akademisyen, sanatçı görevlerini bırakmanın ötesinde hayat mücadelesine girdi. Sonrasında ise dernek kurma kararı alan Yahudi fikir insanları çalışmalara başladı. Ardından İsviçre merkezli dernek üzerinden çeşitli ülkelere başvurular yaptı birçok üniversite hocası. Ancak sonuçların hepsi olumsuz oldu. Bunun en önemli nedeni ise giderek büyüyen Hitler’in neler yapacağının bilinmemesiydi. Çünkü her an Yahudilere hamilik yapıyorsanız diye bir ülkeye savaş ilan edebilirdi.

Atatürk’ün Sanat ve Eğitime Bakışı

O sırada Mustafa Kemal Atatürk’ün sanat ve eğitim faaliyetleri ise tam gaz sürüyordu. Özellikle Batılı tarz eğitimi savunması sonucunda çeşitli hocaları getiriyordu. Bunlardan bir tanesi de İsviçre’den davet edilirken İstanbul’a gelmişti. Bu kişinin aracılığıyla bir anda Yahudi profesör ve aydınların Türkiye’ye müracaat etme kararı alır.

Almanya’nın köklü kürsülerinden atılma değerli hocalar için Türkiye tek seçenek olurken Atatürk’ün ne karar vereceği büyük merak konusu olur. Ancak hiçbir tereddüt etmeyen Mustafa Kemal Atatürk’ün bir anda “hemen gelsinler” demesi ise büyük bir serüveni başlatır. Her ne kadar günümüzde çok basit bir karar olarak görülse de aslında büyük bir değişimdir bu. Hem dünya sanatı hem de Türkiye eğitim sistemi ve sanatsal faaliyetleri açısından önem taşır.

Atatürk Yahudi Hocaları İade Etmedi

1933 yılında başlayan baskılar sonucunda Türkiye’ye gelen Yahudi hocalar ve aydınların memnuniyeti çok başkaydı. Bununla birlikte Hitler’in bu olaydan haberi olunca iade işlemlerini yapmaya çalışıyor. Daha 10 yıllık bir devlet olan Türkiye’nin bu kadar cüretkar olması Alman basınında geniş yer buluyor. Haddini bildirmek için ise Hitler’e baskı yaptı Nazi grupları. Ancak Atatürk’ün tüm iade taleplerini reddettiği sabittir.

Sonrasında ise Hitler, sizlere çok daha gelişmiş aydın isimler gönderebilirim, mesajını yolladı. Eğer Yahudi hocaları iade ederseniz ülkeniz gelişimi çok daha hızlı olur mesajı da geldi Ankara’ya. Cumhurbaşkanı Atatürk’ün ise tavrında en ufak bir oynama olmadı. Hiçbir zaman Yahudi eğitimciler Nazi Almanya’sına teslim edilmedi.

ABD Kapılarını Açınca Yahudiler Gitti

İstanbul Üniversitesi, Arnavutköy Amerikan Koleji ve birçok Batılı tesisleşme çalışmalarının ardında Yahudi profesörleri vardır. Türkiye’nin modern eğitim yapısı ve sanatsal faaliyetlerine bu gözle bakmak doğru olur. İlerleyen yıllarda ise ABD’nin talepleri bireysel olarak yanıt buldu. 1950’li yıllarda ise hemen hepsi Amerika’ya giderek üniversitelerde kürsü sahibi oldu. Ancak bu süre zarfında Türk öğretim üyelerinin yetişmesine katkı sağladıklarını söylemek yanlış olmayacak. Felsefe özelinde Reinchenbach, Diş okulu için ise Kantaroviç gibi profesörlerin katkısı büyüktür. Auerbach ise İstanbul’da aydınları yetiştirme noktasında gayretler sarf etmiştir.

Yorum gönder